2014 yılında daha fazla sanayi

2008 yılı içinde ortaya çıkan ve asıl olarak 2009 yılında dört bir yanı yıkıma sürükleyen ‘Global Finans Krizi’nin artçı dalgaları dünyayı sıkıntıya sokmaya devam ediyor.  

Amerika’da piyasaya trilyonlarca dolar verilerek kriz aşılmaya çalışıldı. Şimdi bu paranın geri çekilmesinin değil, aylık sürülen paranın azaltılacağının açıklanması bile her ülkede büyük sarsıntılar yarattı. Avrupa’da, Almanya’yı bir yana bırakırsak diğer ülkeler bir türlü içine girdiği çıkmazdan kurtulamadı.  

Türkiye ise 2013 yılında tahminen yüzde 4 oranında büyüyecek. 2014 hedefi de aynı. 

2013 yılında ihracat rakamları çok parlak değil. Ocak-Kasım dönemindeki ihracat binde 3 oranında küçüldü. Kasım’dan Kasım’a son 12 aylık dönemdeki ihracatta da bir önceki döneme göre binde 2 oranında azalma var. Bu oranları düşük bulabilirsiniz ama dikkat çekmeye çalıştığım asıl nokta ihracatta artış olmaması.

Oysa Türkiye’nin ihracattan başka çıkış yolu yok. Biz sanayiciler üreteceğiz, yurt dışına satacağız. 

İnovatif ürün üretimine geçeceğiz. AR-GE için ciddi fonlar ayıracağız. Katma değerli, yüksek teknolojili ürünleri uygun fiyatlarla üretip kazançlı fiyatlarla satacağız. Bu tarifim Almanya’nın durumuna uyuyor ama bizim bulunduğumuz yer tabii ki buradan çok uzakta. Oraya ulaşmamız da yıllar alacak.  

Türkiye’nin yüzbinlerce imalatçı KOBİ’sinin birinci sorunu finansmandır. Neredeyse tüm bankaların iddialı KOBİ birimleri olmasına rağmen, bu yolla yeterli finansman sağlamak hem kolay değildir hem de ucuz olduğu söylenemez.

KOSGEB desteklerinin durumunu da Aralık ayının son günlerinde gelen bir haberle size aktarmaya çalışayım: ‘Aylardır destek bekleyen yaklaşık 19 bin KOBİ’ye yapılacak ödeme için KOSGEB’e fon aktarılmasına onay verildi. Bu ödemeler, İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı, Genel Destek Programı, İşbirliği-Güçbirliği Destek Programı, KOBİ Proje Destek Programı ve Girişimcilik Destek Programı gibi çeşitli program başlıkları altında yapılacak.’ 

Görkemli inovasyon toplantıları yapmanın yanı sıra, reel sektörle daha yakın ve sıkı işbirliği içinde, aktif sorun çözücü, coşkulu, gerçekçi ve hızlı destek politikalarını da devreye sokmak, 2014 yılından itibaren büyüme, ihracat, cari açık, işsizlik gibi sorunlardaki negatif yönü pozitife çevirebilecektir.

2014’ün ülkemize huzur, zenginlik, mutluluk, barış ve istikrarlı güzel günler getirmesini dilerim.