Küresel kriz muhasebe kriziydi sırada borç krizi var

GİRAY DUDA
Finansbank Yönetim Kurulu üyesi ve Denetim Komitesi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Aysan, global krize çok net bir tanımlama yapıyor: “Bu bir muhasebe krizidir. Muhasebe koşulları değişmediği için kriz geçmemiştir. Sadece borç vererek sorun çözülmeye çalışıldığı için her ülke sırayla borç krizine giriyor.“ ‘Global Sanayici’nin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Aysan, Türkiye'nin 1946'dan bu yana 7 tane büyük, 20 tane küçük kriz atlattığını vurgulayarak, “Şu anda durum iyi gibi görünüyor ama seçimlerden sonra önemli enflasyon baskılarına uğrarız” dedi.
Reel sektörün bankalardan şikayetini haklı bulmadığını ve ‘kredileri kestiler’  şikayetlerinin çok ağır ithamlar olduğunu belirten Aysan, “Bankalar ödeme güçlüğü içindeki şirketlerle oturup çözümü birlikte buldular. Bankalara ödül verilmesini öneriyorum” diye konuşuyor.

BİLANÇOLAR ŞİŞİRİLİYOR
- Öncelikle sizin çok çarpıcı biçimde “muhasebe krizi” olarak nitelediğiniz küresel krizi konuşarak başlayalım. 2011'e girerken dünyada krizin yönü ve niteliği nasıl görünüyor?
- Evet, ben dünya krizine “Muhasebe krizi” dedim. Çünkü kriz nasıl başladı? 2008’in sonuna doğru, Amerika’da emlak fiyatlarının düşmesi ile başladı. Emlak fiyatlarındaki düşüş, ipotekli konut kredilerinin geri ödenmemesine neden oldu. Sonra ödenmeyen konut kredileri zincirleme olarak bankaları batırmaya başladı. Çünkü senetler bankalardaydı. Dünyanın en büyük 25 yatırım bankası battı. Bilançolarını şişirdikleri anlaşılan çok büyük bankalar battı. Dünyanın en büyük sanayi kuruluşu General Motors da gitti. Bilançolar nasıl şişirilir? Varlık değerlerini yüksek göstererek şişirilir. Başka yolu yok. Varlık değerleri artmış gibi görünür belli bir dönemde. O da kar gibi yansır. O karzararı da dağıtırsın. Onun üzerinden prim verirsin. Emlak kredileri bankadan bankaya gezerken, bizim seküritizasyon, yani menkul kıymetleştirme dediğimiz kredi dosyasını başkasına satmak var. Önümüzde nakit