Yanlış anlaşılmak üzerine

 Albert Einstein’a ait olduğu söylenen, çok bilinen bir söz vardır, ‘Bu dünyada beni birkaç kişi anladı, onlar da yanlış anladı’ diye.

İletişim kanallarının sayısını şaşırdığımız günümüzde de yanlış anlaşılma aynı hızla sürüyor.

Amerikan Merkez Bankası (FED) Başkanı Ben Bernanke, verilere bakarak piyasaya verdikleri parayı azaltacaklarını net biçimde söylemesine rağmen, uluslararası finans kuruluşlarının bilgiç uzmanları ve analistleri panik içinde ortalığı birbirine kattı. Son açıklamayı da ‘dünyanın sonu gelebilir’ tedirginliği içinde beklediler. Anlaşılan söylenenleri yanlış anladıkları gibi bu yanlış anlamaları da aylardan beri sürüyor. Bernanke’nin tam olarak ne söylediğini öğrenmek için Global Sanayici dergisini okumaları yeterliydi.

Bir başka yanlış anlama da aylardan beri endüstriyel ilişkiler alanında sürüyor. Konu şu: Doğum yapan kadın işçiye 18 hafta süreyle doğum izni ve 2 yıla kadar da esnek çalışma izni verilecek. Bununla ilgili çalışmalar sürüyor ve önümüzdeki aylarda TBMM’de yasalaşacağı belirtiliyor.

Bu haber üzerine Ankara Sanayi Odası ve İstanbul Sanayi Odası Başkanları dostlarımız tepkilerini sert biçimde ortaya koydular. Hemen televizyonlara çıkarak, ‘bundan sonra kimsenin kadın işçi çalıştırmayacağı’ kestirimlerinde bulundular.

Burada da ciddi bir yanlış anlaşılmanın yaşandığı kanısındayım.

İlk olarak, 18 haftalık süre Avrupa Birliği’ndeki süre ile aynı. Yani AB uyum sürecine uygun bir düzenleme.

İkincisi, 18 hafta sonrasında esnek çalışma gündeme gelecek. Bu sırada işverenler çalışma saatleri kadar ücret ödeyecek, ücretin geri kalan kısmı İşsizlik Fonu’ndan karşılanacak. Yani işverenlerimiz çalışılmayan süre için ödeme yapmayacak. Üstelik bizim için çok yararlı olacağına inandığımız esnek çalışma da bir seçenek olarak önümüze gelecek.

Üçüncüsü, doğum iznindeki kadın işçilerimizin sigortalarını da devlet karşılayacak. Bunlara bakacak olursak, uygulama asıl olarak devlete yük getiriyor.

Yanlış anlamamanın ilk kuralı, önce ilgili konuyu ayrıntılı ve derinlemesine incelemek, daha sonra soğukkanlı biçimde yorum ve değerlendirmelerde bulunmak.

Çağımız yanlışlıklara çok fazla hoşgörü ile bakmıyor.