Şarap fiyatıyla değil tadıyla anılmalıdır

HÜSEYİN ÇOLAK  

Şarap sevgisi ve şarap kültürünün içinde büyüyen, şarabın doğru tanınması adına önemli çalışmalar yapan Doluca Şarapçılık Yönetim Kurulu Üyesi Sibel Kutman Oral, kuruluşu Cumhuriyet'in ilk yıllarına dayanan Doluca’nın serüvenini anlattı.  
Türkiye’nin uluslararası markalarından Doluca’nın Yönetim Kurulu Üyesi Sibel Kutman Oral, en önemli unsurun kaliteli üretilen şarapların tüketiciye en iyi şekilde ulaşması olduğunu söylüyor.  

- 84 yıllık bir aile firması  Doluca. Öncelikle bu tarihin hangi döneminden itibaren Doluca’da aktif olarak çalışmaya başladığınızı, başlangıç öykünüzü bizimle paylaşır mısınız?
- Sizin de bahsettiğiniz gibi Doluca’nın geçmişi Cumhuriyet’in ilk yıllarına dek uzanıyor. 1926 yılında Nihat Kutman’ın temellerini attığı Vinikol Şarap Evi ile başlayan serüvene benim katılmam 1998 yılına denk geldi. Lise öğrenimimi Robert Kolej’de tamamladıktan sonra Amerika’ya giderek Wesleyan Üniversitesi’nde ‘Modern Dance’ ve ‘Business Marketing’ konusunda eğitim aldım. Bir süre dans ettikten sonra Doluca için kendimde gerekli altyapıyı oluşturmak adına New York Üniversitesi’nde Wine Post Production ve Degustation eğitimini tamamladım. 1998 yılında bir tatil için Türkiye’ye gelişimle hayatım değişti. Ailemde hiçbir şekilde “dönüp işin başına geçmelisin” şeklinde bir baskı olmamasına rağmen çocukluğumdan bu yana şarap sevgisinin ve şarap kültürünün içinde büyümüştüm. Türkiye’ye döndükten sonra Doluca için yapabileceklerimle ve aslında bunları yapmakla ne kadar mutlu olacağımla yüzleştim. 1998 yılında Pazarlama Müdürü olarak Doluca’da çalışmaya başladım.  

►PAZARLAMA ÇABALARIM ŞARABI HALKA İNDİRDİ
- Nihat Kutman, Doluca firmasının kurucusuydu, Ahmet Kutman ise markanın Türkiye’deki bilinirliği, ürün portföyünün geliştirilmesi, bağ yatırımları ve benzeri alanlarda değerli katkılarda bulundu. Sibel Kutman Oral’ın Doluca’ya en büyük katkısı sizce ne oldu?
- Ben 1998’de Doluca’da aktif olarak çalışmaya başladığım dönemde Doluca üretim odaklı bir firmaydı. Ne kadar kaliteli şarap üretirseniz üretin, bunu şarapseverlere doğru bir şekilde sunamazsanız çabalarınızın bir kısmı karşılıksız kalabilir. Bu noktadan hareketle firmada pazarlama adına yeni neler yapılabilir diye çalışmaya başladım. Şarabın kırmızı, beyaz, 10 milyondan ucuz, 10 milyondan pahalı gibi kategorilerden sıyrılıp, markayla, üzümle, yöreyle, tadındaki farklarla anılmaya başlanmasında elimden geldiği kadar katkıda bulunmaya çalıştım. Bu biraz şarabı sadece bilenlerin bilebileceği bir kültür olmaktan çıkarıp, deyim yerindeyse ‘halka indirmeye’ çalışmaktı.  




►GÜMÜŞ VE ALTIN TİRBİŞON
Garsonların eğitilip gümüş tirbişon, altın tirbişon ve master diplomalarıyla ödüllendirilmesinden bağbozumu turlarına ve Doluca’nın aldığı sayısız madalyalara kadar pek çok pazarlama başarısının yönetimde bulunduğum dönemde gerçekleşmiş olması mutluluk verici.  
- Peki bundan sonrası için Doluca adına uzun vadeli hayaliniz nedir?
- Şarap sadece evlilik yıldönümü, doğum günü içkisi değil... Öncelikli amacımız elbette Doluca'nın lider konumunu daha da geliştirmek, istikrarı korumak ve öncülüğe devam etmek. Uzun dönemdeki hedef ise bir yandan Türk milletine şarabı daha çok sevdirerek bir yandan da Türk şarabını dünyada tanınır hale getirmeye çalışmak...  

►BELKİ YAVAŞ AMA SAĞLAM ADIMLARLA YOL ALIYORUZ
- Ülkemizde alkollü içecek sektörünün, özellikle şarap sektörünün içinde bulunduğu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Alkollü içecek sektöründe son yıllarda yatırımların ve ilginin arttığını görüyoruz. Birçok uluslararası firma Türkiye pazarına girdi. Türk üreticilerin sayısı artmaya başladı. Pazarda var olan üreticiler de yatırımlarını arttırdı. Bu, sektör adına çok sevindirici. Ancak elbette ki daha gidilecek çok yol var. Belki biraz yavaş, fakat sağlam adımlarla ilerlediğimizi düşünüyorum. Farklı firmaların sektör adına tüm çabaları hem tatlı bir rekabeti hem de sektöre katılan ivmeyi beraberinde getiriyor.  

►ROZE ŞARAP DEĞİŞİK YEMEKLERE EŞLİK EDEBİLİR
- Tüm dünyada hakim olan trendler, şarap sektöründe de varlığını hissettiriyor. Geçen yaz hakim olan roze şarap tercihlerindeki yükselişle ilgili düşünceleriniz nedir?
- Roze şarap, Avrupa ülkelerinde Türkiye’ye nazaran tüketimi daha yaygın olan bir şarap türü. Türkiye’de ise şarap bilinci yavaş yavaş ilerlediği için geçtiğimiz yıllara kadar kırmızı ve beyaz şarabın dışındaki yeniliklere tüketiciler bugüne nazaran daha kapalıydı. Oysaki roze şarap da birçok damak tadına hitap eden, doğru üzümlerle çok güzel yorumlanabilen, birçok yemeğe eşlik edebilecek güzel bir alternatif. Özellikle geçtiğimiz yaz tüm dünyada zaten yaygın olan roze şarap trendi, Türkiye’deki şarap üreticilerinin ve önemli kanaat liderlerinin çabalarıyla güzel bir ivme kazandı. Bu noktada Doluca olarak Cabernet Sauvgnon ve Öküzgözü üzümlerinden üretilen Verano’yu şarapseverlerle buluşturduk. 2007 yılından bu yana var olan Verano’ya bu yıl yeni bir roze şarap markamız da eşlik ediyor olacak.  

►ŞARAP SEKTÖRÜ TANITIM İÇİN ORTAK HAREKET EDİYOR
- Şaraplarınızı uluslar arası platformda tanıtmak için ne gibi çalışmalarınız var?
- Şaraplarımızın uluslararası platformda tanıtılması için öncelikle sektörle ortak hareket etmeye önem veriyoruz. Bu anlamda kurum bazında  yapabileceklerinizden çok daha fazlasını Türk şarapçılığının ortak hareketi ile yapmanız ve daha güçlü bir etki bırakmanız mümkün. Öncelikle geçen ay gerçekleşen tadım organizasyonları gibi projelere çok sıcak bakıyoruz. Benzeri organizasyonları artan sıklıklarla gerçekleştirmeyi hedefliyouz. Bunun dışında yurtdışındaki şarap fuarlarına milli katılım göstermeye özen gösteriyoruz. Böylelikle sesimizi daha net duyurma imkanımız olacak. Doluca özelinde ise kurduğumuz kurumsal bağlar ve ihracat çalışmalarımızla özel projelere katılım gösteriyoruz.  

►BAĞCILIK BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ YATIRIMLARIMIZ SÜRECEK
- Önümüzdeki döneme ilişkin yatırımlarınızdan bahseder misiniz?
- Doluca, Türkiye’de kaliteli şarap üretiminin öncü kuruluşlarından biri. Doluca olarak, kaliteli şarap üretimine yönelik yatırımlarımıza devam edeceğiz. Bu yatırımlarımızı bağcılık, tesis ve teknoloji, yeni ürünlere yönelik Ar-ge çalışmaları ve insan kaynakları olarak 4 ana başlık altında toplayabiliriz. Öncelikle şarap üretiminde bağcılık çok önemli. Çünkü iyi bir üzümden kötü bir şarap yapabilirsiniz, ama kötü bir üzümden iyi bir şarap yapamazsınız. O yüzden bağcılıkla ilgili yatırımlarımıza sürekli olarak devam ediyoruz. Bununla birlikte her sektörde olduğu gibi bu sektörde de teknoloji sürekli gelişiyor. Biz de yurtdışındaki bu gelişmeler doğrultusunda Çerkezköy’de yapılandırdığımız yeni tesisimizde mümkün olan en yenilikçi teknolojileri kullanıyor olacağız. Tüketicilerimize farklı lezzetler sunabilmek ve ürün çeşitliliğimizi arttırmaya yönelik tüketici araştırmaları, yurtdışındaki gelişmeler ve trendler  doğrultusunda Ar-Ge çalışmalarımız da devam ediyor. Tabii bütün bu yatırımlar içinde insan kaynaklarının önemli bir yeri var. Hep birlikte daha ileriye gittiğimiz çalışanlarımıza yönelik olarak yatırımlarımız da sürekli olarak devam ediyor. Ayrıca tüketiciyi bilinçlendirmek adına yaptığımız pazarlama faaliyetlerimizi de çeşitlendirerek arttıracağız.