Yeni kur düzeninde yeni ihracat dönemi

Türkiye’nin G20 Dönem Başkanlığı nedeniyle Washington’da düzenlenen G20 ve B20 toplantılarını izlemek üzere Washington’daydık. İlk gözlemimiz; ABD’li iş adamları ve ekonomi bürokratlarının, genellikle ülke ekonomisinin ayağa kalkışından memnun, ancak son 1 yılda ABD Dolarının dünya genelinde bütün para birimleri karşısında değer kazanmasından artık tedirgin oldukları yönündeydi. Çünkü, klasik eğilim gereği ülkenin ithalatı hızlı bir çıkışa geçiyor ve ABD ürünleri küresel rekabette yani ihracatta zorlanmaya başlıyor. Bu nedenle ABD’de de ‘doları frenleme’ eğilimi artıyor.

Türkiye’ye dönersek, TL’nin Dolar karşısında bu kadar değer kaybetmesi elbette eleştirilebilir. Çünkü, özellikle özel sektörün borçluluk yapısı Doların değer kazanması nedeniyle onlara yeni yükler ekliyor. Kârlılıkları olumsuz etkileniyor. Hatta, Dolar daha da geniş marjlarda yükselirse finans sektörü de yeni dengeler için harekete geçmek zorunda kalabilir. Ancak, gördüğümüz kadarıyla Doların TL karşısında geldiği noktayı önümüzdeki dönemde kısa sürelerde daha da yukarı taşıması pek mümkün görünmüyor. Hızlı çıkış dönemi büyük ölçüde tamamlanmış durumda. O yüzden 1 Doların 3 TL’yi aşması aşması o kadar da kolay görünmüyor.

Dolar ile Euro arasındaki kur dengesinin radikal şekilde değişmesi ve Doların TL karşısında istikrarsız ve hızlı hareket edişi ihracatçılarımızı ciddi şekilde zorladı. Son aylardaki ihracat gerilemesinin en önemli nedenlerinden biri bu süreçtir. Şimdi yeni dengeler üzerinden ihracat her açıdan yeni bir yol çizecek. Her şeyden önce ihracatçılarımızın önünde uzunca bir süre ‘değerli TL’ sorunu olmayacak. Ayrıca Dolar ile Euro arasındaki dengenin de yine uzunca bir dönem nasıl olacağı belli. Şimdi maliyet ve fiyatta yeni hesaplamalarla mevcut ve potansiyel pazarlara yönelik yeni stratejiler geliştirmek ve uygulamaya almak zorundayız. Her yeni dengenin getirdiği çok önemli fırsatlar vardır ve öyle tahmin ediyorum ki önümüzdeki aylarda ihracatımız tekrar yükseliş trendine girecek.